Amerikan Devrimi Tarih boyunca devrimler radikal değişimler ve gelişmeler olarak ortaya çıkmışlardır. İstisnasız tüm devrimlerin evrensel ...
Amerikan Devrimi
Tarih boyunca devrimler radikal değişimler ve gelişmeler olarak ortaya çıkmışlardır. İstisnasız tüm devrimlerin evrensel ve yerel etkileri mevcuttur. Evrensel nitelikleri güçlü olan devrimler aynı zamanda dünya tarihinin akışını değiştirmişlerdir. Bu devrimler arasında evrensel niteliklerinden dolayı 1648 İngiliz, 1789 Fransız ve 1917 Bolşevik Devrimi öne çıkmaktadır. Buna karşılık küresel ve yerel düzeyde yarattığı etkiye rağmen Amerikan Devrimi (1763-1789), yerel düzeyde dini kurumları korumak amacıyla ortaya çıkmıştır. Diğer devrimlerin aksine bu devrim Amerikan kolonilerinde inşa edilmiş özgür dini ortamı korumaya yönelik bir başkaldırı olarak ortaya çıkmıştır. Başka bir deyişle Amerikan Devrimi Püriten idealleriyle şekillendirilmiş bir devrim olarak Amerikan kolonilerinde kurulmuş olan dini özgürlük ortamını korumak ve Tanrı’nın egemenliğini oluşturmak için gerçekleştirilmiştir.
Amerikan Devrimi’nin yani Püritenizm oluşumunda ve gerçekleşmesinde Püritenizm sahip olduğu soyut ve somut idealler büyük rol oynamıştır. Püritenizm sadece Amerikan Devrimi’nin arkasında yer alan ideolojik altyapı değil aynı zamanda Amerikan siyasi düşüncesinin temelini oluşturan bir akımdır. Püriten idealler, 1620 yılından itibaren Amerikan siyasi, ekonomik, dini, toplumsal ve kültürel dinamikleri şekillendirmiş ve halen de şekillendirmeye devam etmektedir.3 Britanya’dan ithal bir akım olan Püritenizm’in tam olarak ne zaman ortaya çıktığına dair tartışmalar halen devam etmektedir. Lakin ilk kez 16. yüzyılın başlarında, temsilcilerinin, Püritenler, Anglikan Kilisesi’ne yönelik reform taleplerini dile getirmesiyle ortaya çıktığına dair uzlaşı mevcuttur.
Görüş ayrılıkları ve yaklaşımları ile Roma Kilisesi’nin, İngiliz siyaseti üzerindeki etkisini kırmaya ve kendi gündemlerini İngiliz Kraliyet ailelerine empoze etmeye çalışan Püritenler, 1534-1558 yılları arası İspanyol İmparatorluğu’nun Tudor Hanedanlığı üzerindeki etkisi yüzünden siyasi baskı görmüşler ve hatta Kraliçe Mary Tudor tarafından kafir olarak ilan edilmişlerdir. Kırk altı yıl boyunca tahta kalan I. Elizabeth Tudor döneminde siyasi ve adli baskıdan kurtulan Püritenler Anglikan Kilisesi’ne yönelik reform taleplerinden vazgeçmemekle birlikte, Avrupa’da devam eden , Katolik-Protestan çatışmasında Britanya’nın aktif olarak yer almasını talep etmişler ve hatta daha ileriye giderek İngiliz dış politikasının çerçevesini belirlemeyi amaçlamışlar lakinb Roma Kilisesi’ne yönelik mücadele etme azimleri, Kraliçe Elizabeth tarafından İspanya-Britanya mücadelesi çerçevesinde hoş görülse de müdahaleci tavırları önemli ölçüde Kraliçe Elizabeth tarafından göz ardı edilmiştir.